Sağlık

HASUDER: Aile Hekimliği Sistemi Bir Anda Çalışmaz Halde Kaldı!

Kahramanmaraş Depremi sonrası çalışmalarından dolayı İstanbul Tabip Odası tarafından ödüle layık görülen Halk Sağlığı ve Uzmanları Derneği (HASUDER), ‘6 Şubat Depremleri 2. Ay Raporu’nu yayınladı. Raporda, depremden iki ay sonra 50 binden fazla can kaybına rağmen Sağlık Bakanlığı tarafından verilen birinci basamak sağlık hizmetlerinde sistem eksikliği olduğu vurgulandı. Raporda ayrıca afetlerde acil durumlara hazır olması ve hızlı müdahale etmesi gereken kuruluşlar da eleştirildi. HASUDER, “15 yıldır göz bebeği muamelesi yapılan aile hekimliği sistemi bir anda işlemez hale geldi. Depremin üzerinden yaklaşık 2 ay geçmesine rağmen Sağlık Bakanlığı yetkilileri hala düzgün bir birinci basamak sağlık sistemi kurabilmiş değil.

AFAD ve Kızılay Toplumun Güvenini Kaybetti

HASUDER, depremin ikinci ay raporunda AFAD ve Kızılay yardım kuruluşlarını eleştirerek şu cümlelere yer verdi: “AFAD ve Kızılay, donanımsız kadrosuyla ne yapacağını bilemez durumda kaldı. Deprem bölgesindeki yardım kuruluşlarına çadır ve konserve satışı yapan Kızılay, toplumun güvenini tamamen kaybetti. Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastaneler ve sağlık kurumları çöktü, büyük gösterişlerle açılan şehir hastaneleri kullanılamaz hale geldi.”

Barınma, Temel İhtiyaçlar ve Hijyen Temel Konular

Halk sağlığı uzmanları, deprem bölgelerinde iki ay sonra tüm nüfusu kapsayacak şekilde temel yaşam ihtiyaçlarında eksiklikler olduğuna dikkat çekti. HASUDER Raporunda, “Deprem bölgesinde temel yaşam ihtiyacı tüm nüfusu kapsamalıdır; Barınma, beslenme, sanitasyon, atık, su, güvenlik ve benzeri konulara öncelik verilmesi gerektiği vurgulandı.

Geçici Yerleşim Yerlerinde Uyuz ve Bit Salgın Riski

HASUDER, deprem sonrası altyapının bozulması, güvenli içme ve kullanma sularının bulunmaması, atıkların uzaklaştırılamaması, aşılama hizmetlerinin aksaması ve iklim koşulları gibi sorunlar nedeniyle salgın riski bulunduğunu ifade etti. süreksiz yerleşimlerde uyuz ve bit salgınlarına hala sıklıkla rastlanmaktadır.

Kırılgan Kümeler Desteklenmeli

HASUDER Raporunda kırılgan kümeler olarak adlandırılan; Bebekler, çocuklar, hamileler, kadınlar, yaşlılar ve engelliler için deprem bölgelerinde yapılması gerekenlere yer verildi. Kırılgan kümelenmeleri desteklemenin değerine vurgu yapan şu cümlelere yer verildi: “Hizmetlerin sunumunda toplulukların göçmenlik statüsünden, dini, kültürel, etnik, siyasi vb. farklılıklardan doğabilecek eşitsizliklere izin verilmemelidir.”

Depremlerden En Çok Etkilenen Küme Çocukları

Depremlerden en çok etkilenen kümelerin başında çocuklar gelmektedir. HASUDER, özellikle bebeklik dönemindeki çocuklarda vücut ısısının korunmasına dikkat çekerek, şunları vurguladı: “Bebek yaş grubunda ‘anne sütü’ kullanımı değerlidir. Çocukluk çağındaki aşıların aksatılmadan devam ettirilmesi sağlanmalıdır. Çocuklar bu büyük felakette yakınlarını kaybetmiş olabilir. Bu nedenle çocukların ruh sağlığı açısından desteklenmesi gerekir. Üreme ve cinsel sağlık hizmetleri temel insan hakları arasında yer almaktadır. Bu hizmetler afetlerde ertelenemez hizmetlerdir. Bu nedenle istenmeyen gebeliklerin önlenmesi, doğum öncesi ve sonrası anne ve yenidoğan hastalık ve ölüm oranlarının artmasının önlenmesi için hizmetlerin bir an önce düzenlenmesi gerekmektedir. Raporda halk sağlığı uzmanları da “Sürekli kullanılması gereken ilaç ve tıbbi malzeme düşünüldüğünde bulaşıcı olmayan hastalıklar özel dikkat gösterilmesi gereken gruptur. Kronik hastalığı olan bireylerde akut komplikasyonlar; Kronik diyaliz tedavisine ihtiyaç duyanlar, psikiyatrik hastalığı olanlar gibi bakımın kesintiye uğraması nedeniyle kalp krizi geçirme gibi olumsuz durumların iyi yönetilmesi gerekir.

Psikososyal Destek Hem Depremzedelere Hem de Sağlık Çalışanlarına Zorunlu!

HASUDER, önümüzdeki dönemde deprem bölgelerinde ihmal edilmemesi gereken en değerli hizmetlerden birinin ruh sağlığı hizmetleri olduğuna dikkat çekerek, hem depremzede konumundaki sağlık çalışanlarının hem de depremzede konumundaki sağlık çalışanlarının ruhsal yönden desteklenmesi gerektiğine işaret etti. sağlık. Sağlık çalışanlarının tükenmişlik sendromu yaşamaması için önlemlerin alınmasının aciliyeti vurgulanan raporda, “Hizmetlerin her alanda verilebilmesi için hizmetlerin koordinasyonu ve planlı yönetimi gerekmektedir. Bunun için hizmetlerin tek elden planlanması ve koordine edilmesi, ancak yerel ve ulusal “tüm kaynaklar”, ekipman, sarf malzeme ve insan gücü ve özellikle sivil toplum kuruluşlarının ve uzman derneklerinin gücünden en üst düzeyde yararlanılması gerekmektedir. Ayrıca “bölge bazlı ayakta tanı ve tedavi üniteleri, nüfusun ulaşabileceği yerlere en kısa sürede ve yeterli sayıda ulaşacak şekilde; “ilk adım” oluşturulmalı ve bu birimlerden gelen günlük kayıtlar ve bildirimler, İl ve İlçe Sağlık Müdürlüklerince görevlendirilecek 54 halk sağlığı uzmanı veya epidemiyolog tarafından kurulacak bir sürveyans sistemi ile düzenli olarak değerlendirilmelidir. Ya eski anlayışla yeni felaketlere doğru yol alacağız ya da yeni anlayışla güvenli bir dünyaya doğru yol alacağız. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu